Radikal Gazetesi (17.11.2011)
Akbank Sanat Piyano Günleri bu akşam başlıyor.
İlk konser aldığı onlarca prestijli ödülle adından söz ettiren Rus
piyanist Denis Kozhukhin’in.
1986 doğumlu usta müzisyen İspanya’daki
ünlü Santander
festivalinden önce, bu
akşam saat 20.00’da
Akbank Sanat’ta Piyano Günleri’ni açacak. Kozhukhin yarın saat 11.00’da ise
bir ustalık sınıfı gerçekleştirecek.
Çok gençsiniz fakat
aldığınız ödüllerin listesi hayli kabarık. Bu yaşta bu başarı hayatta zorluk çıkarıyor
mu?
Müzik benim hayattaki en büyük tutkum. Onunla bu kadar
içiçeyken nasıl zorlanabilirim? Müzik hayatımın en önemli parçası, geçmişte de
öyleydi şimdi de öyle… Bir iş yapıyormuşum gibi hissetmiyorum…
Ama çok çalışıyor
olmalısınız… Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz? Eşe dosta ayıracak zaman
kalıyor mu?
Müzisyen olmak hiç durmadan piyano başında olmak ya da sürekli konselerde
çalmak demek değil ki… Bu bütün yaşamınıza yayılan bir süreç; hayatınızı adadığınız…
Müzik hiç durmuyor, hayat da bir yandan akıyor…
Çok fazla okuyorum. Doğayı ve seyahat etmeyi seviyorum. Pek çok arkadaşım
müzisyen ve evet onlarla çok fazla görüşemiyorum; çünkü genelde seyahatlarde
oluyorum…
İlk müzik eğitimini
ailenizden almışsınız… Çocukluk yıllarınız zorlu geçmiş olmalı…
Annem ve babam benim ilk öğretmenlerim. Beş yaşında piyano çalmaya
başladım ve zamanımın çoğunu babamın korosunda şarkı söyleyerek geçiriyordum.
Kolay değildi; ama eğlenceliydi. Müziğin insanları nasıl birleştirdiğini o
yıllarda öğrendim…
Daha sonra eğitim
aldığınız Elisso Virsaladze, Stephen Kovacevich, Stanislav Yudenitch gbi önemli
sanatçılardan neler öğrendiniz peki?
Pek çok önemli eğitimciden ders aldığım ve onlarla çalma fırsatı bulduğum
için çok şanslıyım. Her biri farklı kuşaklardan ve ülkelerden geliyordu… Hepsi bende önemli izler bıraktı… Beni uzun
uzun düşündüren bu izler hayatım boyunca yanımda olacak…
Eğitim için farklı
ülkelerde bulundunuz. Sizde en çok neresi iz bıraktı?
Rusya, İspanya, Italya, Almanya’da bulundum. Şimdi ise Belçika’da
yaşıyorum. Elbette her zaman bütün çocukluğumu geçirdiğim Rusya benim için en
özel yer olacak. Ama itiraf etmeliyim ki Madrid kişiliğimi oluşturan yer oldu.
İspanya benim için önemli bir ülke…
Prokofiev çalarken ne
hissediyorsunuz?
Prokofiev benim en sevdiğim bestecilerden biri. Onu çalarken çok özel
hissediyorum… Müziği bana çok çekici
geliyor; çünkü o derin Rus ruhunun en klasik formlarını, iğnelemeyi ve yaşama
sevincini bir araya getiriyor…
Oda müziğini neden bu
kadar önemsiyorsunuz?
Oda müziği, müzik yapmayı öğrenmenin en iyi yollarından biri. ‘Diğer’
müzisyenlerle tanışıyor, birlikte çalıyor, onlardan öğreniyor ve
deneyimlerinizi paylaşıyorsunuz. Özellikle bir piyano solisti için bu önemli;
çünkü biz çok fazla yalnız kalıyoruz. Müziğin sosyal yanı diğer enstrumanların
nasıl çalındığını görmek, özellikle yaratıcı şarkıcılara eşlik etmek çok
önemli.
Konserde neler
çalacaksınız?
Repertuarımda barok dönem eserleri de var çok sevdiğim çağdaş
müzik örnekleri de. Piyanonun uçsuz bucaksız bir repertuarı var. Enstrumanımı
bu yüzden bu kadar çok seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder