14 Ağustos 2011 Pazar

KAYIT ALTI: Geleneksel müziğin karşı koyulamaz çekiciliği

14.08.2011 (Taraf)


The Rip Tide
Beirut
Pompeii Records
Genç müzisyen Zach Condon’ın Amerika’da doğurup, kısa zamanda tüm dünyaya tanıtmayı başardığı bir grup Beirut. Ülkemizde de hayranlarının sayısı oldukça fazla. Beirut’un bu ününde pop müziği dışlamadan dünya müziğine göz kırpıyor oluşunun payı büyük. Grubun Balkan müziğinden beslenen tınıları, ilk albüm Gulag Orkestar’ı çıkardıklarında henüz 19 yaşında olan Condon’un ukalele, gitar, trompet, akordeon gibi pek çok enstrumanla haşır neşir olan müzik dünyasında, yeniden tadlanıyor. Beirut’un özellikle torompeti ön plana çıkaran parçalarını, ilk iki albüme bakıldığında, birbirine “benzer” olarak değerlendirmek haksızlık olmazdı. Ancak bu üçüncü albümün Beirut’un diskografisinde farklı bir yerde durduğunu belirtmek gerek. Çünkü The Rip Tide, özellikle dünya müziği etkisinden pop sularına doğru yelken açmış, hatta daha önceki EP’lerinde de karşılaştığımız elektronik tınılardan da nasibini almış. Albüm grubun sıkı hayranlarını hayal kırıklığına uğratmazken yenilik arayanları da mutlu ediyor. 33 dakikalık The Rip Tide, Condon’un kendi plak şirketi Pompeii Records’tan çıktı.


Kehoa
Özlem Bulut
Austroplastik.Label
1982’de Dersim’de, doğduğu evin duvarındaki bağlama, bugün onun Viyana’da adından söz edilen bir opera sanatçısı olmasının müsebbibi. 15 yaşına kadar Anadolu ezgileri ve enstrumanlarıyla yoğurduğu yeteneğini, Mimar Sinan Konservatuarı’nda profesyonel bir zemine taşıdı Özlem Bulut. Daha sonra kazandığı bursla, halen yaşamakta olduğu Viyana’nın yolunu tuttu...
Kendisini Kayıt Altı’nda ağırlamamızın sebebi olan Kehoa, onun kendi adını taşıyan ilk albümü. “Doğu-batı sentezi” ya da “dünya müziği” olarak etiketlenen bu albüm, aslında Bulut’un genç yaşında kalbine giren Anadolu tınılarının batı müziği eğitimiyle yoğrulan bir sunumu. 2008’de Ukrayna, Bulgaristan ve Avusturyalı müzisyenlerle birlikte kurduğu “Bulut Band”le birlikte kaydedilen albümde hem divan hem halk müziği etkileri var. Dokuz parça, klavye, bas, soprano saksofon, zil ve darbukanın yanı sıra, bir Avustralya enstrumanı olan Didgeridoo’yla icra edilmiş. Özlem Bulut’un opera eğitiminden geçen sesi bu parçalarda hem batılı hem de doğulu tınlıyor. Şimdilik  itunes’dan satın alabileceğiniz bu albümü, grubun Ocak ayında Türkiye’de vermeyi planladığı konserlerde canlı dinlemek mümkün olacak.  


High Maintenance (EP)
Miranda Cosgrove
Columbia Records
Miranda Cosgrove, televizyon yıldızlığından sahnelerin yıldızlığına doğru hızla ilerliyor. Yaptığı yeni işler, televizyondaki şöhretinden besleniyor. İlk filminde 2003’te oynayan Cosgrove, 2010’a geldiğimizde rol aldığı  iCarly’nin aranan yüzlerinden biri olmuş ve aldığı paralarla adından epey söz ettirmişti. Dizinin 2008’de çıkan soundtrack albümünde dört parça seslendiren şarkıcı-oyuncu, ilk albümü Sparks Fly’ı geçen yıl yayımlamıştı. Cosgrove’a dans ettirmeyi hedeflediğini söylediği bu bol elektronikli EP’de, Kanadalı sanatçı Avril Lavigne de destek olmuş. High Maintenance, şimdiden yüksek satış rakamlarına ulaşarak ve eleştirmenlerden iyi notlar alarak, Cosgrove’un kendiyle gurur duymasını sağlayan bir kayıt oldu.


Black Up

Shabazz Palaces

Sub Pop

Türünü, teknik kusursuzluğunu, anlattığı hikâyeleri bir kenera koydurup, müziğin kendisine hayran bırakan bir albüm Black Up. Ne tür severseniz sevin, bu albümün kulağınıza ilişmesiyle, müzikle  kurulan bambaşka bir dünyaya girmeniz bir olacak. Indie-rock firması Sub Pop’un çıkardığı ilk hip hop kaydı Black Up.  Grammy’li hip hop grubu Digable Planets’in başını çeken Ishmael “Butterfly” Butler’a ait Shabazz Places projesi, çıkardıkları EP’lerin derinliğiyle,  Sub Pop’u öyle etkilemiş ki, firma, bu albüm için gözünü bile kırpmadan imza atmış. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder