29 Ocak 2012 Pazar

KAYIT ALTI: Yavuz Akyazıcı’yı kim yetiştirdi?

29.01.2012 (Taraf)

‘Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli caz müzisyenlerinden’diyor basın bülteninde. Pek emin değilim. Zira yıllarca Amerika’da icra etti müziğini gitarist, besteci ve aranjör Yavuz Akyazıcı.

New York, New School Jazz Academy’de caz performansı bölümünden mezun oldu. Kendi internet sitesindeki, biyografisinde anlattığı üzere, burada John Coltrane’in basçısı Reggie Workman, Jim Hall, Billy Harper, Buster Williams, Vic Juris gibi hocalardan ders aldı. Üniversite eğitimi esnasında Mike Stern, Wayne Krantz gibi isimlerin de sahne aldığı 55 Bar’da çalmaya başladı.
Birdland, Knitting Factory, Auggie’s gibi dünyaca ünlü caz kulüplerinde, Matt Wilson (Charlie Haden Liberation Band), Eric Person (Ben Harper, Dave Holland Quintet), Joe Fonda (Kenny Baron, Anthony Braxton), Kevin Burke (Wynton Marsallis Orchestra) gibi isimlerle konserler verdi ve kendi adını taşıyan üç albüm kaydetti.
Bu üç albümden sonuncusu Volcano/Gamzelim epey zaman sonra Türkiye’ye geldi.
Geçen aylarda çıkan Yahya Dai (saksofon), Ece Göksu (vokal), Baran Say (kontrbas) ve Derin Bayhan’la (davul) birlikte kaydedilen dahiyane iş, Yavuz Akyazıcı Project 1, Türkiye’deki bazı dinleyiciler için Akyazıcı’nın ilk albümüydü. En başta sarf ettiğim, tekrar okuduğumda ise kabalaştığımı düşündüğüm, o cümleyi bu bilginin üzerine tekrar ederim.  
17 yıl sonra Türkiye’ye dönen Akyazıcı burada şimdiye kadar hiç yapılmamış bir işi yaptı. Caz standartlarının pop üzerine inşa edildiğini hatırlattı ve buranın şarkılarını yeniden yorumladı. Dinleyiciye cazı tekrar anlatmak istedi.
Akyazıcı şimdi ise, Bridge (Köprü) isimli bir albümle karşımızda. Son birkaç yıldır, büyük bölümü yıllar evvel kapatılan Bilgi Üniversitesi caz bölümünden mezun müzisyenlerin başarılı caz albümleriyle egemen medyada görünürlük kazanan bu müziğin, ülkemizde kurulan ufak dünyası, nihayet Akyazıcı’nın kendi bestelerini de ağırlıyor şimdi. 
Epeydir, -Kamil Erdem’in yüzü hürmetine- Yıldız Teknik’e kesin olmamakla birlikte iki yılda bir alınan caz gitar öğrencileri dışında hiçbir kurumunda caz eğitimi verilmeyen bu ülkenin bu ufak dünyası nasıl büyüyecek diye düşünüyorum durup durup. Önce Hacettepe’de geçen sene açılan caz anasanat dalının uzun ömürlü olmasını diliyor sonra da Akyazıcı’nın Bridge’si gibi albümleri biraz da bu soruma cevap olarak algılıyorum.
Sway ve House of the Rising Sun gibi iki bilinen şarkının caz yorumunun yanı sıra, Sam Rivers'ın caz standardı Beatrice ve yedi tane Yavuz Akyazıcı bestesinin yer aldığı albüm önemli müzisyenleri bizlerle buluşturuyor.  Downbeat tarafından beş yıl üst üste ‘en iyi caz davulcusu’ ödülüne layık görülen ve Charlie Haden, Dewey Redman gibi isimlerin grubuna üye olan Matt Wilson; Anthony Braxton grubu üyesi, Archie Shepp, Charlie Persip, Lou Donaldson, Ken Mcintyre gibi isimlerle çalışmış Joe Fonda’nın (kontrbas) yanı sıra, Chico Hamilton Band üyesi, Mc Coy Tyner, Ben Harper gibi dev isimlerin albüm kayıtlarında yer almış ve Dave Holland'ın  Dream of the Elders albümünden de tanıdığımız Eric Person (saxofon) da bulunuyor Bridge’de. İlk parça Akyazıcı tarafından blues çalışını çok sevdiği Person için yazılmış. Kompozisyon Person’un bu özelliğini ön plana çıkaracak şekilde düzenlenmiş.
Hikâyeyi yine albümden öğreniyoruz. Akyazıcı kartonette bizim için tek tek yazmış, hangi parçanın nasıl ve neden yazıldığını.

Albüme adını veren parçayı  “her şeyin birbirine bağlandığı, çözüme ulaştığı noktada, Türkiye'ye döndükten sonra bestelediğim ve buradaki müzisyen arkadaşlarımla kaydetmeyi planladığım bir şarkı...” sözleriyle anlatmış sanatçı.  Ve kontrbasçı Ozan Musluoğlu’ya düet yapmış.

I Know You Can Hear Me ise albümün en iç titreten melodisine sahip. Babasının vefatından hemen önce onun için bestelemiş bu şarkıyı. “Bana inanması, beni desteklemesi sayesinde bütün bu şarkılar ortaya çıkabildi. Hayatımdaki en etkileyici süper kahramanım, canım babam” diyor Akyazıcı. Parçaya Musluoğlu ve davulda ‘Yavuz Akyazıcı Project 1’ de de birlikte çalıştıkları Derin Bayhan hayat veriyor.
Albümün Neruda’sı Latin Amerika’nın nefes kaynaklarından Pablo Neruda’ya adanmış.  Goin' Home ise, 17 yılın ardından Türkiye'ye dönme kararı Alan Akyazıcının huzurlu bir gemi yolculuğunu hatırladığı bestesi.

Akyazıcı’nın bizim aramızda huzur bulmasını ve yanımızdan yöremizden çok uzaklara gitmemesini dileriz…

Yavuz Akyazıcı, Bridge, Esen Müzik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder