28 Ağustos 2011 Pazar

KAYIT ALTI: Bu ışık bilince mi bilinçaltına mı ait?

28.08.2011 (Taraf)

4
Oğuz Büyükberber
Lin Records
Özellikle bas klarnetteki dünya standartlarını aşan virtüözitesi, doğaçlamayı tanımlayan bakış açısı, pek çok tür ve coğrafyadan damıttığı müzikal tadı ve teknik mükemmelliğine rağmen duyurmayı başardığı doğallığıyla hepimizin tanıdığı bir isim Oğuz Büyükberber. Sanatçı yeni albümünü Lin Records etiketiyle yayınladı. 
Büyükberber’in piyano, elektronikler ve görsel alandaki hakimiyetini de hissettiren bir albüm 4. Adı gibi dört bölümden oluşuyor. İlk bölüm Berlin’de boş bir binada kaydedilmiş. Büyükberber klarnet ve bas klarnetiyle baş başa. İkinci bölümde piyano başındaki sanatçıya elektrik basta Demirhan Baylan, davulda sırayla Cengiz Baysal ve Cem Aksel eşlik etmiş. Üçüncü bölümde ise elektroniklerle şekillenen oldukça “zor” bir parça var. Dördüncü bölüm, lisans derecesini Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden alan ve müzikle görsellerin birbirini beslemesine izin veren sanatçının bizim için hazırladığı eskiz, resim ve fotoğraflardan oluşan 32 sayfalık bir kitapçıktan oluşuyor.
Büyükberber albümde, bireysel bilinçdışında bulunan yüzünü; yani içinde taşıdığı “gölge”sini bizlerle paylaşıyor sanki. Yer yer beliren ışık, zannettiğimiz gibi bilince mi yoksa bilinçaltına mı ait, kafa karışıyor... İrade dışı sandığımız “rüya” doğanın sesi olarak karşımıza çıkarken, insan önce dışa sonra içe dönüyor. Özellikle ilk bülümde, boş odanın içine uzaklardan geliyor gibi duyulan ses, oluşturulan bu bilinçlaltını derinleştiriyor...
Gülümseten bir titizlikle hazırlanmış bu albümü mutlaka edininiz...


Kırkaltı
Kırkaltı
P. İ. Müzik
Bazen hatırlamak tanımaktan çok daha kıymetli. Drum&Bass Magazine’in yeni sayısıyla hediye 
edilen Kırkaltı albümünü dinlerken böyle düşündüm. Albüm aslında 2008’de çıktı. Piyasadaki en iyi albümlerden biriydi, şimdi de öyle. Yalnızca dinleyicinin menfaati için, daha çok tanınıp dinlenmeliydi. Vokalde Emrah Kara, gitarda Barlas Özemek, basta Gürkan Bozacı, davulda 
Onur Öztürk’ten oluşan grup ismini Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesinden almış: “Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekâtının serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hastalığına duçarolan kimseye ceza verilemez” Ekip önümüzdeki günlerde, ikinci albüm çalışmasına başlıyor. Çalışmayı, kendi stüdyolarında ve “3 Kulaklı 1 Adam” isimli kendi prodüksiyon şirketleri bünyesinde yürütecekler. Bu albümde bizleri yeni bir sound bekliyor. Emrah Kara, şimdilik “toprağa yakın, mümkün olduğunca doğal” diye anlatıyor bu sesi. Ekip bu albümü daha iyi tanıtmaya kararlı. Yine de, “kimse bizden alışık olunan işlerden beklemesin” diyen Emrah Kara, ilk albüm için bakın Drum & Bass’a neler söylemiş: “Artık sizindir, sadece bizim değil. Dinleyin, dinletin, paylaşın, çoğaltın, bu birliğe güç katın. Güç katın ki biz ve bizim gibi onlarca müzisyen güzel ve kaliteli işleri yayınlamak ve paylaşmak için daha çok güç bulsun” Kırkaltı’yı önümüzdeki bahardan itibaren sahnede izlemek mümkün olacak.


If Not Now, When?
Incubus
Epic Records
Hemen belirtmeliyim, Incubus’un  bu yeni soun’u nedeniyle hayal kırıklığına uğrayanlaran değilim. Hatta albümün grubun en iyi işlerinden biri olduğunu düşünüyorum. If Not Now When, 20 yılı aşan birlikteliğin ardından, birbirini içselleştirmiş üyelerin “ortak” tadını taşıyor. Albüm öyle derli toplu ki, “neden şimdi değiştiniz” türünden sorulara, “şimdi değilse ne zaman? Zamanı gelmişti” diye cevap veriyor. Evet, albüm öncekilere kıyasla çok daha sakin; fakat bu sakinlik pop’a; popüler olana kayış falan değil. Bunca yıldan sonra albümün kapağındaki cambaz gibi, riskli bir iş yapmışlar ve bu işle gurur duyduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Gitarist Mike Einziger, bir röportajında, “20 yıl boyunca dünyayı gezerek verdiğimiz konserler, aldığımız ödüller... Artık çocuk değiliz... Yapmak isteiğimiz, hayal ettiğimiz her şeyi yaptık, bu yedinci albümü hazırlarken, bize hayallerimiz değil, kim oluğumuz ilham verdi” diyor...


Girab-ı Mihnet

Erdal Erzincan

Kalan


Erdal Erzincan, ‘Diyardan diyara uzun uzun “ey” çekerek haykırmak ve bir çok şeyi bu iki harfin içine gizlemek Anadolu insanının hünerinden başka bir şey olamaz’ diyerek köklerini aramaya devam ediyor.

Anadolu’da, Geleneksel müziğin en bilinen çalgılarınan biri olan bağlamanın usta-çırak ilişkisi içinde yaygınlaştığını hatırlatan Erdal Erzincan, “bu geleneği sürüren sanatçıların büyük şehirlere yerleşmesiyle işler değişti” diyor. Özellikle konservatuarlar ve kurslarla şekillenen yeni eğitim modeli, geleneksel müziğin icra alanını genişletip, bağlamanın teknik kapasitesini yükseltirken “çalıp-söyleme” geleneğinin yeterince dikkate alınmadığını hatırlatıyor.

İşte bu sebeple, Erzincan, “Her türlü yarayı topluma pay ederek sarmayı başarabilmiş aşıklar”a tutunan 16 ezgiyi bağlamasıyla çalıp, söylüyor...

2 yorum:

  1. 4'ün teaserını nerden dinleyebiliriz.
    Epeyce bir aradım fakat bulamadım
    serdar secme

    YanıtlaSil
  2. info@linrecords.com'dan yardım isteyebilirsiniz...

    YanıtlaSil