15 Temmuz 2011 Cuma

KAYIT ALTI: Hayatla bağ kurma aracı olarak aşk...

19.06.2011 (Taraf)


Love Sick
Cumhur Avcil
Favela Records
Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyelim, Love Sick, sadece iyi müziğiyle değil, Cumhur Avcil’in yıllardır sağlam bir şekilde üzerinde durduğu “alternatif zemin”i düşündürmesi açısından da son derece önemli bir yerde bulunuyor.  Türkiye’deki tartışmasız en başarılı gruplardan  Çilekeş’in davulcusu Avcil. Kül ve Aksi gruplarıyla da çalışıyor. Love Sick, Avcil’in kendi adını taşıyan ilk albümü. Bir konsept albüm.
Adından da anlaşılacağı üzere, hastalıklı aşklar yaşayan bir karakterin hislerini, gelgitlerini anlatıyor bize... Bauman’ın tarif ettiği gibi, aşkı akışkan modernite içinde hayatla bir bağ kurma aracı olarak arayıp duran, bulunca yetinemeyip taahhütler isteyen ve hayatta kalmanın yollarını kaybeden bir karakter bu...
Pek çoğumuzun ne yazık ki, sıklıkla yaşadığı, fakat anlamlandıramadığından içinden çıkamadığı bir “durum”u anlatıyor albüm. “Stress”, “Anxiety”, “Daydreaming”, “Obsession” gibi isimlere sahip 10 parça, gerçekten adının anlamını hissettiriyor. O sebeple, Love Sick’i dinlerken, ister istemez, kendi duygu dünyanıza da yolculuk yapıyorsunuz.
Progressive öğelerin duyulduğu; ama Avcil’in kendini ifade etmek için bir sürü tınıyı kullandığı  albümde tüm enstrumanlar çok yerli yerinde, dengeli. Uzun davul soloları yok örneğin. Çünkü gerekmiyor. Albüm, midi programları, elektrogitar ve baslarla destekleniyor... Avcil’in bu albüm üzerinde epeydir kafa yorduğunu anlamak için işin uzmanı olmak gerekmiyor...
Bu albümü diskoteklerinizde bulundurmak,  sürekli “yeni”yi arayan müzisyenlerin varlığını ve huzuru aşkta değil kendi içinizde aramanız gerektiğini hatırlamanız açısından adeta bir zorunluluk...

40th Day
Ozan Musluoğlu
Equinox Music
Albümü ilk dinlediğimde, o kadar büyük bir keyif aldım ki, üzerine söylenecek tek bir kelime bile bulamadım. Düşünmek için defalarca dinleyip, hazzımı normalleştirmem gerekti. 40th Day için belirtilmesi gereken ilk şey, her biri kontrbasçı Ozan Musluoğlu’na ait bestelerin nasıl bir ustalıkla kurgulandığı. Besteler tek tek tüm enstrumanların dünyalarına girmemizi sağlıyor. İnce ince işlenmiş, albümde çalacak müzisyenlerin üzerine biçilmiş gibi... Bir yandan tınıların suyun üzerinde akıp gittiğini, bir yandan da Musluoğlu tarafından tatlı bir hakimiyetle kontrol edildiğini duyumsuyorsunuz.
Albümdeki parçaları iki yıl evvel kaydetmiş Musluoğlu. Trompette Jeremy Pelt, tenor saksofonda JD Allen, piyanoda Danny Grissett, davulda Darrell Green var.
Kartonette, Amerikalı efsane kontrbasçı Ron Carter’ın “Ozan Musluoğlu’nun dünyasına hoş geldiniz” başlıklı övgülerle dolu bir değerlendirmesi yer alıyor...
Albümde, Musluoğlu’nun kaybettiği babaannesinin anısına yazdığı iki parça bulunuyor, bunlardan biri “Requem for K.C”, biri ise “40th Day”. Musluoğlu’nun “Müzik hayatımın başlamasına sebep olmuş, efsaneleştirdiğim kadındır” dediği babaannesi Kamuran Cin, artık bizler için de bir efsane...

Mirror
U.S. Royality
Engine Room Recordings
U.S. Royality 2008’den bu yana, Amerika’da epeyce festivalde yer aldı. İlk albümleri Mirror kısa süre evvel gelse de, onlar gerek sahne performasları gerekse internette dolaşan videoları sayesinde bayağı ünlüydü.
İki kardeş olan Vokalist John ve gitarist Paul Thornley grubun kurucusu. Şarkılar onların elinden çıkıyor. Müzisyenlere davulda Luke Adams ve basta Jacob Michael eşlik ediyor.
Günümüzün pek çok grubu gibi kendilerini bir türle tarif etmeseler de “Blues” sevdiklerini ve bu ritmlerden etkilendiklerini belirtiyor U.S. Royalty. Mirror’da bu etki rahatça hissediliyor. Mirror’ın ilk single’ı “Equestrian”ı www.usroyaltymusic.com adresinden ücretsiz olarak indirebilirsiniz...

Different Gear, Still Speeding
Beady Eye
Beady Eye Records
Liam ve Noel Gallagher kardeşler. Oasis’in kurucuları. Grubun dağılmasına sebep olan mütemadi tartışmaları herkesçe malum...
Şimdi, Beady Eye ismiyle, Different Gear, Still Spending albümüyle karşımızdalar. İnsan ister istemez Oasis’le kıyaslıyor müziklerini. Ve bir tür hayal kırıklığı yaşıyor. Ancak bunu bir kenara bırakırsak, Different Gear, Still Spending, The Beatles’ı anımsatan, eğlendiren; ama yeni olmayan bir albüm.

The Orchard
Ra Ra Riot
Barsuk
Kayıt Altı’ndan da rahatla takip edebileceğiniz üzere, son zamanlarda çok fazla örneğini dinliyoruz “indie rock”ın. Albümlerin çoğu birbirine benziyor. Ra Ra Riot, ikinci albümleri The Orchard’la içime su serpti. Wes Miles’ın vokaliyle tadlanan albümün en güzel yanı çello ve kemanları. Oldukça yumuşak bir tınıya sahip the The Orchard, bu iki enstrumanla derinleşiyor...


This Is Gonna Hurt
Sixx:A.M.
Eleven Seven Music
80’lerin en tanınan glam metal gruplarından biri Mötley Crüe’nün basçısı Nikki Sixx, Gun’s and Roses’ın gitaristi DJ Ashba, ve adı Meat Loaf’tan Papa Roach’a kadar pek çok sanatçıyla anılan James Michiel; yani Sixx:A.M.
İkinci albümleri This Gonna Hurt, raflarda. Ana akım hard-rock’u takip eden, bir sertleşip bir yumuşayan albümde, James Michiel’in vokalinin anlaşılırlığı hep aradığım; az bulduğum bir güzellik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder